Er meydanlarının, ‘kara şimşeği’ olarak anılmaya başlayan Şimşek için Antalya girişindeki Kepez Seyir Terası’nda davul ve zurnalı karşılama töreni düzenlendi. Burada kendisini bekleyenleri selamlayan Şimşek, sevgi gösterisinde bulunanlarla fotoğraf çektirdi. Şimşek, ardından araç konvoyuyla vatandaşları selamlayarak şehir turunun ardından Büyükşehir Belediyesi önündeki tören alanına geldi.
Törene, Tarihi 661. Kırkpınar Yağlı Güreşleri’nin şampiyonu Başpehlivan Cengizhan Şimşek, ikincisi Mustafa Taş ve üçüncü İsmail Balaban, başpehlivanlığa yükselen Mustafa Doğan Özkaya, antrenörler ve diğer sporcular katıldı.
Burada konuşan Antalya Büyükşehir Belediye Başkanı Muhittin Böcek, “Kırkpınar’a Antalya damgasını vuran sporcularımı alınlarından öpüyorum” dedi.
Başkan Böcek: “235 güreşçimle gurur duyuyorum”
28 yıldır büyüdüğü topraklara hep hizmet etmeye çalıştığını vurgulayan Başkan Böcek, “Sadece, ‘aşkımız Antalya’ diye yola çıktık. Sizlerle birlikte Antalya’ya hizmet etmenin onurunu, gururunu yaşıyorum. Hep halka dönük, kamu yararı olan projeleri destekledik. Bunun yanında kültür sanat ve spora, özellikle ata sporuna 28 yıldır destek veriyorum. Siyasetle sporu ayrı tuttuk. Dün olduğu gibi bugün de yarın da ata sporuna destek olmaya devam edeceğiz. Güreşçi alıp hiç siyaset yapmaya çalışmadık. Biz ‘Balabanlar yetiştireceğiz’ dedik. Onlar benim manevi evlatlarım. Bundan sonra da azimle çalışmaya devam edecekler. Türkiye’de örnek olmaya, ata sporuna gençleri davet etmeye, onlara öncülük yapmaya, vatandaşlarımıza güreşi sevdirmeye devam edeceğiz. 235 güreşçimle ve hocalarımla gurur duyuyorum” diye konuştu.
Baba Şimşek: “Keşke Ali Gürbüz kazansaydı”
Cengizhan Şimşek’in babası Mehmet Şimşek ise açıklamasında, “Benim dedem de güreşiyormuş. Oğlumu ben mahalleden kurtulsun diye spora yönlendirdim. Futbolu sevmedi güreşe yönlendirdim. Ama önce insanlık dedim. Benim yüzümü kara çıkarmadı. Başpehlivanlığı tırmalayarak aldı. Ben devletin tek maaşı ile çalışan bir memuruyum. Şükürler olsun başpehlivan oldu. Oğlum gitmeden annesine ‘anne ben kemeri alıp senin boynuna takacağım’ demiş. Ben de yayladan gittim. Ben gitmeyecektim arkadaşlarının ısrarı üzerine gittim. Dua ederek yattık, kalktık. Şukur kazandık. Kısmet bizeymiş. Ne desem boş kalır yaşamak lazım. Oğlum kursu yapacak diyordum. Gittikçe oğlum açıldı. Sonu gelir dedim. Oğlum da kazandı. Ali Gürbüz son kemeriydi. Keşke alsaydı. Alsaydı oğlum kadar ona sevinecektim. Benim ilk duam Ali Gürbüz’ün kazanmasıydı. Ha benim oğlum ha Ali’nin kazanmasıydı. Ali alsaydı benim için daha bir başka olacaktı. Ben Ali’nin almasını çok çok istiyordum. Ali’ye nasip değilmiş demek ki” diye konuştu.
Cengizhan Şimşek: “Bana nasip oldu”
Altın kemer sahibi Cengizhan Şimşek ise, “Öncellikle bizim manevi babamız Muhittin Böcek’e desteklerinden ötürü teşekkür ederim. Bu kemeri bütün halkıma armağan ediyorum. Söz verdiğimiz gibi kazandık. Hedefimize ulaştık. Allah herkesten razı olsun. Tüm sevenlerime teşekkür ederim. Bu yıla çok iddialı girdik. Altın kemer bana nasip oldu. Sevenlerin duası ile kemeri boynuma taktım” şeklinde konuştu.
Eşek konusuna açıklık getirdi
Tartışılan eşek görüntüleri üzerine de açıklamalarda bulunan Şimşek, “Eşeğe ‘suplex’ diye içimizde bir duygu yok. Hayvan sevgisi olan bir insanım. Kendi hayvanlarım var. Ben yörük çocuğuyum. Şimdi hayvanların başına gideceğiz. Biz göçebe hayat yaşadığımız için 7-8 gün yolda süren bir serüvenimiz var. Eşek bizim ihtiyaç meselemiz. Eşyalarımız eşeğin üzerinde oluyor. Bir art niyet yok. Ben yakınlarım ile yemek yiyordum. O esnada eşek soframıza geldi. ‘Eniştem kaldırabilir misin’ dedi. Ben de kaldırdım. Eşek bizim. Ben kendim bakıyorum. 2-3 tane daha eşeğimiz var” ifadelerini kullandı.
İHA