Galatasaray , Spor Toto Süper Lig’in 13’üncü haftasında Beşiktaş ‘ı konuk etti. Zorlu mücadele Ali Sami Yen Spor Kompleksi Nef Stadyumu’nda oynanan kritik müsabakada Halil Umut Meler düdük çaldı.
11’LERDE SÜRPRİZLER VARDI
Galatasaray Teknik Direktörü Okan Buruk, Beşiktaş karşısında ilk 11’de Barış Alper Yılmaz’a forma şansı verdi. Sarı-kırmızılıların 22 yaşındaki oyuncusu bu sezon ilk kez bir Süper Lig maçında 11’de forma şansı buldu. Beşiktaş Teknik Direktörü Şenol Güneş, Galatasaray deplasmanında Arthur Masuaku’nun sakatlığı yerine sol bekte Umut Meraş’la maça başladı. Siyah-beyazlıların Kanadalı orta sahası Atiba Hutchinson, Galatasaray deplasmanıyla birlikte bu sezon ilk kez bir resmi maçın kadrosuna dahil edildi.
ICARDI’DEN MÜTHİŞ GOL
Zorlu mücadelenin 18’inci dakikasında Galatasaray’da sağ kanattan yapılan ortayı ceza sahası içerisinde Barış Alper Yılmaz son anda kafasıyla altıpasa çevirdi. Mauro Icardi yerden seken topu önünde bulduktan sonra sol ayağıyla bir tek vuruş yaptı. Mauro Icardi’nin muhteşem şutunda top ağlarla buluştu ve Galatasaray 1-0’lık üstünlüğü yakaladı.
CENK TOSUN EŞİTLİĞİ GETİRDİ
Zorlu müsabakanın 28’inci dakikasında Beşiktaş’ın orta sahada kazandığı serbest vuruşta topun başına Gedson Fernandes geçti. Gedson Fernandes’in ortasında arka direkte Romain Saiss meşin yuvarlağı altıpasa gönderdi. Romain Saiss’in pasında Cenk Tosun bir vole vuruşu yaptı ve fileleri havalandırdı. Bu golle birlikte dev derbinin 28’inci dakikasında skora denge geldi.
YİNE ICARDI YİNE GOL
Dev derbinin 59’uncu dakikasında Galatasaray’da Mauro Icardi bir kez daha sahneye çıktı. Beşiktaş’ın kazandığı duran top sonrası sarı-kırmızılılar kontra atak fırsatı yakaladı. Barış Alper Yılmaz sol kanatta topu kontrol ettikten sonra yanındaki Sergio Oliveira’ya topu bıraktı. Sergio Oliveira’nın ortasında Mauro Icardi ceza sahasında boş durumda düzgün bir kafa vuruşu yaptı. Mauro Icardi’nin vuruşunda top ağlarla buluştu ve Galatasaray 2-1’lik üstünlüğü yakaladı.
Dev mücadelenin kalan dakikalarında direkten dönen toplar olsa da başka gol olmayınca sahadan 3 puanla ayrılan taraf ev sahibi Galatasaray oldu. Fanatik Gazetesi yazarları da nefes kesen derbiyi köşe yazılarında değerlendirdi. İşte o yazılar…
Icardi klası (Ali Ece)
Beşiktaş, derbide uzun süre sanki teknik direktörü halen Valerien Ismael’miş gibi oynadı: Zorlama uzun toplar, Weghorst’u hemen dibinde Nelsson gibi hava toplarında çok kuvvetli bir stoper oynamasına rağmen Sivassporlu Mehmet Yıldız’mış gibi kullanma daha doğrusu kullanamama sahneleri… Golü de zaten Valerien dönemindeki en güçlü yönü olan bir duran top organizasyonundan buldu. İşte bu derbide Şenol Güneş’in Valerien Ismael döneminden farkı Cenk Tosun ve Gedson’u 11’de oynatmasıydı. Beşiktaş’ın ender iyi oynayan isimlerinin başında da bu ikili geliyor.
Kozları iyi kullandılar
Galatasaray’da ise kimse kötü değildi; Icardi, Mertens, Rachica ve Boey takımın en iyileriydi. Icardi attığı iki klas golle derbiye damga vurdu: Barış Alper’in asistindeki vuruşu tam ceza alanı içi tilki golcü kalitesinde. İkinci golündeki yere çarptırarak yaptığı kafa vuruşu da çok klastı. İşin aslı Icardi zaten harika bir son vuruşçuydu, asıl rakibi stoperlerden çok Wanda hanımla olan sorunlu birlikteliğiydi. Bu sorundan kurtulup kafasını daha fazla futbola verince derbide form geçici klas kalıcıdır sözünün evrensel doğruluğunu bir kez daha kanıtladı. Galatasaray’ın kadro kalitesi zaten tartışılmaz, Okan Buruk hoca bu kez elindeki kozları doğru süreler ve mevkilerde kullandı. Şenol hocanın asıl etkisini Dünya Kupası arasından sonra ölçebiliriz.
Demek ki konu hoca değilmiş! (Cem Dizdar)
Merakım şuydu; “bembeyaz (belki de sapsarı) saçlı” biri ceza sahası içinde nasıl üç, dört kez unutulur? Nihayetinde Beşiktaş Şenol Güneş yönetiminde de kaybetti! Demek ki, konu bu değilmiş! Galatasaray gol sayısından fazla fırsat yaratarak kazanmayı bildi.
İlk 30 dakikada oynanan oyunun ürettiği pozisyon doğrudan skordaydı; 1-1. İki takım açısında da “temkin, kontrol oyunu” halinde tasarlanmış maçın ilk devresinde aynı değil ama türdeş iki gol izledik. Kenarlara inildi, gol atıcıya kafayla indirildi! Lakin ilk devrenin en özel işleri bir kaleci, Mert Günok tarafından işlendi! Önce bir çizgi üzeri reaksiyon kurtarışı ardından Rosier’in yediği çalıma rağmen sakin kalıp, genişleyerek olabilecek “üçüncü gol”ü önleyiş!.. 30. dakika sonrası Beşiktaş oyunu önde oynamaya başladıysa da Galatasaray “ciddi sayılacak pozisyon” üretmede daha başarılıydı. Esasen devre ülke ortalamasını dahi zorlayacak yoğunlukta değildi ancak takım isimleri hadiseyi izlenir kılmaya yetip, arttı. İlk devreyi özetlemek gerekirse, Beşiktaş’ın Icardi’yi unuttuğu ancak aynı zamanda Weghorst’u gösterip Cenk’i devreye soktuğu bir düzende geçip gitti.
Neden gelişi güzel oynandı?
İkinci devre Galatasaray golüne kadar “denge”de giderken pozisyon değil, “an” maçına dönmüş karşılaşmada Mauro Icardi takımdaşı Oliveira’nın kafasına bıraktığı topla tabelayı değiştirdi. Merakım şuydu; “bembeyaz (belki de sapsarı) saçlı” biri ceza sahası içinde nasıl üç, dört kez unutulur? Beri yandan, Umut Meraş kenara “değiştirin” dediğinde ilk maçında beş gol atan takımın teknik direktörü acaba neler yapacaktı? Elbette Necip Uysal olacaktı. O sahaya girdiğinde gelişen pozisyonda Redmond topu kontrol etmek yerine gelişi güzel vurunca dönen topta “açık renk saçlı” Icardi yine vurdu ve direğe takıldı! Oysa futbol “top kontrolü” üzerine tasarlanmış bir oyun değil miydi? Neden gelişigüzel oynanıyordu?
Denge/kontrol ve fırsat
Maç, iki takımın da benzer kenar oyunlarıyla arayışlarına dönmüşken Mert Günok bir kez daha farkın açılmasını önleyen kurtarış yaptı. 90 sonrası ilginç bir gelişme oldu.. Beşiktaş serbest vuruş kullanacakken Lucas Torreira kendini değiştirilmek üzere yere bıraktı. Hatta çıkarken bir de sarı kart aldı! Kenar yönetimi 2-1 öndeyken o an ne düşünmüştür acaba? Nihayetinde maç bitti ve Beşiktaş Şenol Güneş yönetiminde de kaybetti! Demek ki, konu bu değilmiş! Galatasaray denge/kontrol oyununda fırsat yaratıp yarattığını değerlendirerek maçı kazanmayı bildi. Hatta gol sayısından daha fazla fırsat yaratarak…
Yüksek tempoyla hak eden kazandı (Erman Özgür)
Derbiye iç saha avantajı ile hücumda daha istekli başlayan taraf Galatasaray oldu.Beşiktaş’ın takım savunmasını aşmakta zorlandığı ilk bölümde gereksiz uzun, savunma arkası toplar denedi ve pozisyona girmekte zorlandı. Rashica’nın ilk kez kurtulduğu anda ise Barış Alper’in indirdiği topta İcardi’nin nefis son vuruşu ile golü buldu. Beşiktaş’ın oyunda ağırlığını hissettirmediği, neredeyse hiç hücum edememesine rağmen uzun bir takım olmanın avantajını kullandığı bir duran toptan Cenk’le golü bulması ilk yarıdaki kötü oyuna rağmen büyük şanstı. Oyun olarak Galatasaray’ın, skor olarak Beşiktaş’ın istediği oldu ve beraberlikle ilk bölüm geçildi.
Okan Buruk tartışılmaz
Maçta ikinci yarı temposuz başladı. Galatasaray zaman zaman yine cepheden yüksek toplar atarken, Beşiktaş hücumda hata yapacak kadar bile hareketli olamadı. Bu görüntüye temponun hafif arttığı pozisyonda Oliviera ortasında İcardi ile cezayı kesen Galatasaray yine cezayı kesti. Golle artan Galatasaray coşkusuna tepki veremeyen Beşiktaş’ta Şenol Güneş hamleleri geldi ve bol forvetli riskli bir dizilişle maçın son bölümüne girildi. Galatasaray; Kerem, İcardi ve Abdülkerim ile maçı koparma şansını, Beşiktaş Muleka ve Weghorst ile beraberlik şansını kaçırdı. Sonuçta oyun olarak, hücum iştahı ve konsantrasyon olarak maçı hak eden taraf kazandı. Galatasaray sezonun en yüksek temposuna çıktı ve Beşiktaş’ın savunma zaafiyetlerini çok iyi değerlendirerek derbiyi aldı. Maçın yıldızı İcardi, artık Galatasaray’da tartışılmasına gerek kalmayan ise Okan Buruk oldu.
Karşılığını bu maçta aldı (Tunç Kayacı)
Derbide ilk yarıda Galatasaray oyuna baskılı başladı. Ancak gördük ki bu baskıya hazırlanmış bir Beşiktaş vardı karşısında. Okan Buruk muhtemel kadroyu doğrular bir 11 sahaya sürerken, Barış Alper’in atletik yapısından ve oyunun iki yönünü de oynamasından faydalanmak istedi. Nitekim İcardi’nin nefis golünde Barış Alper’in zorlanmasına rağmen kafa ile yaptığı asist yerindeydi. Beşiktaş beraberliği klasik bir duran top organizasyonu ile buldu. Beşiktaş’ın bu planını bilmesine rağmen Galatasaray’ın bu kadar kolay gol yemesi düşündürücüydü. İkinci yarıda Beşiktaş skoru korumak için oynayıp geriye yaslanmadı. Çünkü böyle oynarsa Galatasaray’ın forvetteki etkili ayaklarının gol atma ihtimalini yüksek olduğunun bilincindeydi. Şenol Güneş taktik olarak çekilerek değil, iyi savunma ve kontrollü hücum uygulattı.
Farkını ortaya koydu
Galatasaray için bu maçı kazanmanın yolu, rakibe oyun kurdurtmadan baskı ile hataya zorlamaktı. Nitekim baskıyı uygulamaya başladığı anda 2. gol de geldi ve İcardi nefis bir kafa ile Beşiktaş ağlarını havalandırırken kalitenin ne demek olduğunu gösterdi. 60’tan sonra Galatasaray’ın hücumları Beşiktaş kalesinde oldukça etkiliydi. İcardi kendisinin ve takımının 3. golünü atmaya çok yaklaştı ancak direğe takıldı. Galatasaray bu bölümde maçı kopartacak pozisyonları yakaladı. Maça damgasını İcardi vurdu ama Muslera, oyunun sonlarında Cenk Tosun’un uzaktan vuruşunu inanılmaz bir kurtarışla kornere atarak, farkını ortaya koydu. Gecenin özeti; ‘Galatasaray yaptığı transferlerin karşılığını bu maçta aldı’ diyebiliriz. Sarı-Kırmızılılar, ezeli rakibi karşısında bu sezonki en iyi performansı gösterdi ve hak ettiği bir 3 puanı aldı.
Sarı kartlarda cimriydi (Deniz Çoban)
Meler’in dün akşamki eleştirilecek yanı sarı kartlarında çok cimri davranması oldu. Çıkarttığı kartlarda hata yapmadı ama çıkartmadığı ve kendi hatalarından dolayı çıkartmak zorunda kaldığı kartlar epeyce fazlaydı
Maçın hakemi Halil Umut Meler’in dün en iyi yaptığı iş; sakin kalarak, atmosferin yükseldiği dakikalarda kontrolü elinden bırakmaması oldu. Oyuncuların kendisine olan tepkilerini görmezden gelmedi ve cezalandırdı. Ancak aynı hassasiyeti teknik adamlar için gösteremedi. Tabii ki teknik adamların maçı kartsız bitirmesine, 4. hakem Kadir Sağlam’ın gerekli uyarıları yapamaması ve hakemini bilgilendirmemesi de neden oldu.
Skoru etkileyen hata yok
Maçın tamamında herhangi bir ceza sahası pozisyonu yaşanmadı. Akılda kalan bir penaltı beklentisi yoktu. Akılda kalan bir kırmızı kart pozisyonu da yaşanmadı. Ancak Meler’in dün akşamki eleştirilecek yanı sarı kartlarında çok cimri davranması oldu. Galatasaraylılar’a çıkarttığı 3, Beşiktaşlılar’a çıkarttığı 4 sarı kartta da hata yaptı diyemem ama çıkartmadığı ve kendi hatalarından dolayı çıkartmak zorunda kaldığı sarı kartlar epeyce fazlaydı.
Weghorst’un dirseğini atladı
4’te Weghorst’un Nelson’un yüzüne gelen dirseğine, 9’da Barış’ın Gedson’u formasından çekmesine, 88’de Tayfur’un Rashica’ya faulüne, uzatma dakikalarında Nelson/Tayyip itişmesine mutlaka sarı kartlarını çıkartmalıydı.
73’te Mertens topu koluyla düzelterek önüne aldı. Sonrasında Redmond da Mertens’i düşürdü. Meler Mertens’in elle oynamasının yerine Redmond’un faulünü değerlendirince; itiraz eden Josef’e ve faulü yapan Redmond’a iki sarı kart çıktı.
89’da Icardi, Gedson’a faul yapmadığı halde Meler faul düdüğü çalınca Oliveira’nın tepkisine sarı kart çıktı.
Farkı yaratan Icardi kalitesi (Serkan Akcan)
Icardi, harika bir ceza sahası golcüsü olduğunu dün gece tekrar gösterdi. Barış Alper’in indirdiği topu öylesine düzgün bir vuruşla ağlara gönderdi ki orta yükseklikteki bir topa ancak bu kadar iyi vurulabilir dedirtti. Mertens’in liderliği de dikkat çekiciydi.
Bu sezon ligde izlediğimiz iki derbide de pas isabet oranlarının yüzde 75’i aşamamış olması düşündürücü. Dün gece Galatasaray yüzde 75’i geçemezken Beşiktaş yine yüzde 72’de kaldı. Futbol kalitesinin yine vasatı aşamadığı bir maç izlemiş olsak da Galatasaray’ın daha istekli olduğunu söylemek gerek. Okan Buruk, Kerem’i kenarda oturtup Barış Alper ile aldığı riskin henüz 18’de Icardi’ye gol hediye etmesiyle sanırım bu sezonun en derin nefeslerinden biri almıştır.
En büyük defosu savunma
Icardi, harika bir ceza sahası golcüsü olduğunu dün gece tekrar gösterdi. Barış Alper’in indirdiği topu öylesine düzgün bir vuruşla ağlara gönderdi ki orta yükseklikteki bir topa ancak bu kadar iyi vurulabilir dedirtti. Icardi, Tayyip Talha ile Saiss’in arasında yer değiştirdikçe Beşiktaş savunması eşleşme sorunu yaşadı. Nitekim Oliveira’nın ceza sahasına yaptığı ortaya Icardi o klas kafayı vurduğunda yakınında tek bir savunmacının olmayışı Beşiktaş’ın dün geceki en büyük defosuydu. Ne var ki, bu gol Galatasaray’ın büyük bir talihsizliğini yenmesi anlamına geliyordu. Evet dün gece yine duran top organizasyonundan gol atamadılar ama akan oyunda ilk kez bir ortayla gol ürettiler. Galatasaray’da Icardi gecenin yıldızı oldu elbette. Ama Mertens’in ikinci yarıdaki liderliği ile Boey’un Nkodou karşısındaki enerjisi dikkat çekiciydi.
Weghorst’un verimi sıfır
Şenol Güneş’in derbide Cenk’i sağda Nkoudou’yu solda kullanma tercihi başlangıçta Beşiktaş’ı hücumda diri tutmuş gibi görünse de Weghorst ile orta sahadan Souza ile Salih’in destekleri yetersiz kaldı. Derbi, Weghorst gibi verimli bir futbolcunun neredeyse sıfır çektiği bir maç olarak kayıtlara geçti. Beşiktaş tarafında Souza, Salih ve Nkoudou kötüydü, Beşiktaş savunması duruş hatalarıyla genel anlamda sorunun kaynağıydı. Beşiktaş bu sezonun en çok top kaybettiği maçlarından birini oynamış olabilir. Topu kontrol edemediler, rakip sahaya yerleşemediler. Maçın momentumu hep Galatasaray’ın elindeydi.
Aslan farkı kaçırdı (Metin Karabaş)
Haftanın en önemli maçında Galatasaray, Beşiktaş’ı konuk etti. Derbiye kanatlarda Rashica ve Barış’a forma vererek başlayan Okan Buruk, Kerem ve Yunus’u yedek bıraktı. Orta alanda baskı ile başlayan Galatasaray ilk iki dakika içerisinde iki korner kullandı. Geriden oyun kurarken, zaman zaman pas hataları yapan SarıKırmızılılar ileride çoğalmakta zorlandı. Beşiktaş ise savunmanın arkasına attığı uzun toplarla etkili olmaya çalıştı. İlk 15 dakika sonrası baskıyı kuran Galatasaray, rakibini geriye itti. 18’de Rashica’nın ceza sahasına gönderdiği ortayı, Barış Alper indirdi. Icardi önüne düşen topa çok sert vurdu ve Galatasaray’ı öne geçirdi: 1-0. 28’de ise Saiss kafayla indirdi, Cenk rakip savunma oyuncularına rağmen vurdu ve skora denge geldi: 1-1. İlk 45 dakika boyunca daha fazla ileride olan Okan Buruk’un takımı, ceza sahasında ise yine etkili olamadı. Orta alanda ise Oliveira’nın gerekli katkıyı verememesi Galatasaray’ın işini zorlaştıran detaydı. Soyunma odasına karşılıklı gollerle 1-1’lik eşitlikle gidildi.
Icardi fişi çekti
Galatasaray ikinci yarıya iyi başlayan taraftı. İlk yarıda varlık gösteremeyen Oliveira bu devrede daha fazla sorumluluk aldı. Beşiktaş’ın temposu daha da düştü. Şenol Güneş’in takımı orta alanda büyük düşüş yaşadı. 59’da Oliveira ortaladı, Icardi ceza sahası içerisinde kafayı vurdu ve Galatasaray’ı bir kez daha öne geçirdi: 2-1. 70. dakikada Icardi vurdu, top yan direkten döndü. 74’te bu kez Kerem’in şutu üst direkten döndü. Bu anlarda Beşiktaş fizik olarak da ayakta kalamadı. Galatasaray ikinci yarıda oyunu domine ederken, birçok pozisyondan da yararlanamadı. Sahanın her bölgesinde rakibinden üstün olan Okan Buruk’un öğrencileri çok daha farklı bir skora imza atabilirdi. Galatasaray derbiyi 2- 1 kazanarak, çok önemli bir galibiyet almış oldu.