Adana Demirspor’un İtalyan teknik adamı Vincenzo Montella, çok özel açıklamalarda bulundu. Sabah Spor’a konuşan ve gizli dünyasının kapılarını açan Montella, bilinmeyen yönleriyle ilgili itiraflarda bulundu. Galatasaray ‘ın eski teknik direktörü Fatih Terim ile ilgili de konuşan Montella, çarpıcı sözler sarf etti. İşte Montella’nın o röportajı:
Vincenzo Montella, sadece Adana’da değil Türkiye’nin genelinde seviliyor. G.Saray’ı çalıştıran vatandaşınız Mancini de aynı ilgiyi görmüştü. İtalyan hocalar için Türkiye’de çalışmak nasıl bir deneyim?
Aslında şöyle bakmak lazım olaya, nedir güzel olan; geliyorsunuz ve Türkiye’nin hikâyesine bakıyorsunuz, İtalya’ya çok yakın olduğunu görüyorsunuz. Coğrafi konuma baktığınızda birbirine yakın iki tane millet var. Tek fark din. İnsanlar birbirine çok benziyor.
Siz Türk futboluna nasıl iz bırakmak istersiniz?
Sadece Türk futbolu değil de genel olarak düşüncem şu; hoca olarak değil, iyi insan olarak hatırlanmak ve sayılmak. Mesela Fiorentina’da futbolculuktan sonra teknik adam olarak da çağrıldım, hep sevilip sayıldım. Yarın bir gün ailemle buraya geldiğimde beni sevdiklerini tekrardan görürsem gerçekten bu beni mutlu eder.
“FAKİR AMA MUTLUYDUK”
Adana Demirspor, demiryolu işçilerinin kurduğu bir takım. Siz de Napoli’nin bir kasabasında (Pomigliano d’Arco) doğdunuz. Babanız araba fabrikasında çalışıyordu… İşçi çocuğu Montella ile işçi takımı Adana Demirspor buluşmasında kimyalar uydu mu?
Bu benim için büyük şans oldu. Babam sadece fabrikada çalışmıyordu aynı zamanda kendi çapında ikinci bir işi vardı. Sürekli çalışan bir adamdı ve sorumluluk sahibi olmanın ne olduğunu babamdan öğrendim. O yüzden çalışanların da hissiyatının ne olduğunu anlayan biri olduğumu düşünüyorum. Öyle bir çocukluk yaşadım ki çok mutluydum. Babam hem hafta içi hem hafta sonu günde 18 saat çalışmasına rağmen bizi ihmal etmedi. Belki tatile gidemiyorduk ama ailemle, sorumluluk sahibi biri olarak yetiştirilmenin güzelliğini biliyorum.
Kendi çocuklarınıza bu duyguyu geçirebildiniz mi?
Şimdiki jenerasyona bu duyguyu geçirmek tabi ki daha zor. İki, üç tane jenerasyon geçti üstünden ve dünya da çok değişti. Ama ben bu hissiyatı onlara öğretmek için elimden geleni yapıyorum.
Adana’da neler yapıyorsunuz boş zamanlarınızda. Aileniz buraya geldi mi?
Ailem olmadan burada durmak benim için çok büyük fedakarlık. Küçük oğlum 10 yaşında. Direkt benimle gelmek istedi. Ergenlik çağı yaşayan bir kızım var. O da kati suretle hiçbir yere gitmek istemiyor. Ama burada olmalarını isterdim.
“PORTEKİZ’İ YOK SAYAMAYIZ!”
Dünya Kupası’nda oynanan maçlar beklentinizi karşılıyor mu?
Sezon ortası olmasına rağmen çok pozitif bir Dünya Kupası seyrettiğimizi söyleyebilirim.
Sürpriz sonuçların olduğu maçlarla ilgili neler diyeceksiniz?
Açıkçası sonuçlara şaşırmalarına şaşırıyorum. Çünkü futbolun güzelliği bu tarz maçlardan geliyor. Herkes herkesi yenebiliyor.
Yarı final, final ve şampiyonluk için beklentinizi alabilir miyim?
Çok zor bir soru bu. Ama Brezilya, Fransa, Arjantin uzun bir yolculuk yapabilirler gibi. Portekiz’in de varlığını yok saymamamız gerekiyor. Polonya da özellikle karakteristik olarak zor yenilen bir takım.
İtalya’nın kupada olmaması sizi üzdü mü?
Son döneme baktığınızda Avrupa Şampiyonu olan bir İtalya var ve muazzam bir iş çıkarmışlardı. Ama özellikle son maç Makedonya karşısında büyülenmiş gibi oynadılar. Yakın dönemde çok iyi işler yaptıkları için gidememeleri üzüntümüzü büyüttü.
“TÜRKLERDEN ÖZÜR DİLERİM”
Hiç hayal kırıklığınız var mı?
Türkiye’de çok mutluyum ve en büyük hayal kırıklığım şu ana kadar hâlâ Türkçe öğrenememek. Türk halkından bu konuda gerçekten özür diliyorum. Konuşmayı çok isterdim ama şunu da eklemem lazım. Çok yetenekli bir tercümana sahip olduğum için (Gaetano Daniele Salierno) öğrenme konusunda motivasyonumu yitiriyorum.
Daha önce Türkiye’ye gelmiş miydiniz?
Ailem ve arkadaşlarımla defalarca İstanbul’a geldim. Hep beğendiğim bir ülke oldu.
“ADANA MUTFAĞINI SEVİYORUM”
Kebap dışında Türk mutfağında en çok ne seviyorsunuz?
Türk ve Adana mutfağı olarak her şeyi çok beğeniyorum ve yiyorum. Çünkü eski Napoli mutfağına benziyor. Sadece yoğurdu sevemedim. Ama pes etmiyorum arada yoğurdun tadına bakıyorum. Aslında bazen İtalyan mutfağında da aynı sorunu yaşıyorum. Gorgonzola peynirini hiç bir şekilde sevemiyorum.
“İTALYA’DA PİDE İSTEMEM”
Pizza mı? Pide mi?
Eğer Türkiye’de yiyeceksem sonuna kadar pide diyorum. İtalya da olursam sonuna kadar İtalyan pizzası. Çünkü farklı ikisi de. Eğer Türkiye’deysem yapabildikleri en iyi şeyi yemeye çalışırım. İtalya’daysanız orada pide istemeyin. Pizza en iyi şekilde yapılır. Şimdi canım pizza istedi senin yüzünden. Başkanımız özel bir uçuş ayarlarsa sizinle birlikte Napoli’ye pizza yemeye gidelim.
“TÜRK KAHVESİNİ TERCİH EDERİM”
En sevdiğiniz İtalyan yemeği hangisi?
Tercihiniz Espresso mu, Türk kahvesi mi? Deniz ürünüyle yapılan bir makarna çeşidi var onu severim. Midye ile yapılan spagetti var. O da çok çok güzel. Türk kahvesi biraz sert oluyor. Espresso da aynı şekilde. O yüzden arada gidip geliyorum. Ama burada bir Espresso isteyeceğime bir tane Türk kahvesi içerim daha iyi, daha güzel oluyor. Espresso’yu bazen iyi yapamıyorlar.
“ÜZGÜNSEM MUTLU ŞARKILAR AÇARIM”
Müzikle aranız nasıl? Türk müziği dinliyor musunuz?
Hemen hemen her şeyi dinlerim. Evde müziği eşim seçer, o bu konuda çok iyi. Üzgünsem, mutluluk verici şarkılar açıyorum. Mutlu olduğumda daha sakin şarkılar seçiyorum, mutluluğum tavan yapmasın diye. Dengede tutmaya çalışıyorum. Türk müziğinde mutluluk verici mi yoksa melankolik mi bilmediğim için rastgele takılıyorum.
Fatih Terim, kısa bir dönem geçirse de İtalya’da çok seviliyor. Bunun nedeni ne olabilir?
Ben Fatih Terim’den sonra onun çalıştığı takımlarda çalıştım. Fiorentina ve Milan’da. Özellikle Fiorentina’da ne kadar çok sevildiğini ve hâlâ bir imparator olarak herkesin anılarında bir iz olarak kaldığını hem hissettim hem de gördüm. Bence böyle bir iz bırakabilmek için öncelikle insanın kişiliği çok önemlidir ve gerçekten Fiorentina’da kişiliğiyle iz bırakmış bir adam olduğunu söyleyebiliriz.
