Twitter’da “Dünya Kupası: Yarı final heyecanı” yayınında bir araya gelen Bağış Erten, Emre Özcan, Erman Yaşar ve Nihat Kahveci, yarı finale kalan takımların analizini yaparak final şanslarını değerlendirdi.
Twitter Space Odası’ndaki yayından satır başları şöyle:
Nihat Kahveci: Bu olayın tam tersi yaşanıldı bizim maçta. 117 filan gol attılar, biz, 120’de gol attık ve maç uzatmaya gitti. Çok kötü penaltı kullandılar ve biz attığımız penaltıları gole çevirip turu geçtik. Hırvatistan iyi ders almış. Maça kadar bence turnuvanın en kompakt oyununu oynayan, işin ofansif ve defansif tarafını çok iyi yapan Brezilya vardı, Tribün desteği inanılmaz, yani tam böyle aile ortamı var, kupayı alacağız derlerken 105’de gol atıp maç berabere bitti ve penaltılarla da turu kaybettiler. Bence kimse beklemiyordu. Herkes o turu Brezilya geçer diye bekliyordu. Brezilya’nın elenmesini bence çok az insan bekliyordu ama futbolda bu var. Hırvatistan’ın son turnuvada finaldeydi, bu turnuvada da finale bir adım kaldı. Rakipte Arjantin ama ben Hırvatistan’da orta sahadaki Brozovic, Kovacic, Modric bence üçü inanılmaz oynuyor. Onlara ek olarak kalecileri yeri geldiğinde çok iyi iş yapıyor. Maçın içinde çok kritik pozisyonlar çıkardı. Penaltılarda ne kadar iyi bir kaleci olduğunu tekrardan gösterdi. Önde de Kramaric var, Arjantin karşısında da her an her şeyi yapabilirler. Gönlüm Messili Arjantin’in kupayı almasından yanaydı ama Hırvatistan’ı bir tık önde görüyorum.
Emre Özcan: Ya evet ya grup aşamasında gerçekten bu standartlarının bir hayli altındalardı. Bunu kabul etmek lazım. Sonra elemeyle beraber performans yukarı çıkmaya başladı aslında. Hırvatistan özellikle ilk maçından sonra mesela bir Tunus maçıyla başladılar. Ya dedim ki, Hırvatistan galiba biraz geriye gitmiş, ikinci maçı oynadılar. Yani işte bir sonuç almaya falan çalışıyorlar. Sonuç alıyorlar ama oyun çok fazla yeterli değil ki. Yani ilk maçtan itibaren Brozovic, Modric ve Kovacic aslında kendi standartlarına yakın oynadılar, iyi performanslar gösterdiler ama takımdaki başka problemler işte skorer eksikliği, gol eksikliği. Bence Hırvatistan’ın en büyük sorunu hâlâ bu. Yani ben Brezilya maçında da bunun ön plana çıktığını düşünüyorum. Son 16’da da bunun Japonya maçına yansıdığını düşünüyorum. Net bir şekilde bir gol problemi var. Yani golü kim atacak, skoru kim yapacak? Brozovic, Modric ve Kovacic kendi güçlerini maksimize edip oyunu kontrol ederek maçları kazanmayı başardılar ki, yani Brezilya zaten zirvesi oldu. O yüzden yani grup aşamasında da bence fena değil de Modrich ve arkadaşları ama onların da Japonya maçıyla beraber biraz gaza bastıklarını, vitesi dörde beşe taktıklarını düşünüyorum. Brezilya maçı muhtemelen yani bir üçlü orta sahanın oynayabileceği en iyi performanslardan biriydi. Dünya kupalarında ya da işte Şampiyonlar Ligi’ni de buna sokabilirsiniz. Üçü de inanılmaz oynadı. Ama tabii yani orada generalliği yapan ve yeteneğiyle oyunu domine eden tek başına Luka Modric.
Bağış Erten: O inisiyatif önemli. Tabii buradan Brezilya’ya geçip neden olmadı meselesini Erman’a şöyle sormak istiyorum, ya bu turnuvada genelde öyledir ama bu turnuvada iyice göze batıyor. Penaltılara doğru giden adam topu eline alırken kendi karizması, kariyeri bizi etkilediği kadar galiba kalecileri de etkiliyor. Oyunu da etkiliyor. Yani penaltılara kaldığında Brezilya diyebilen var mıydı aramızda bilmiyorum… Erman Yaşar: Ya birincisi zaten şöyle bir şey var, penaltılara gidince ben de mesela Hırvatistan’ın daha yakın olduğunu düşündüm. Çünkü yani bir maç penaltılara kalıyorsa, normal sürede elemesi beklenen takımın şansının azaldığı anlamına gelir. Maç başladığında Brezilya’nın yüzde elliden daha fazla şansı olduğunu hepimiz biliyorduk. Penaltılara daha moralli giden Hırvatistan oldu, penaltılar daha gergin çünkü. 2002’den sonra bu Dünya Kupası’nı tekrardan Brezilya’ya kazandıracak takım şeklinde bir algısı olan Brezilya Milli Takımı’nın Hırvatistan maçında herhangi bir problem yaşamayacağı düşünüldüğünden dolayı, yani o penaltılara giderken zaten baskının, zorluğun daha çok Brezilya üzerinde olduğu belliydi. İş artık orada penaltı atma becerisi ya da penaltı atma egzersizlerinden ziyade o baskıyı yönetebilmek, orayla cebelleşebilmek kısmına geliyor. Brezilya’nın penaltılara başlayacağı oyuncu Rodrigo mu olmalıydı? Çünkü bence şu an için yani öyle bir şeyi taşıyabilecek, kaldırabilecek bir oyuncu değil. Bir de Hırvatistan tam tersi, yani Brezilya herhangi bir takımla penaltılara kalsa zaten canı sıkılırdı ama Hırvatistan son 6 eşleşmesinin 5 inde, bir önceki Dünya Kupası da dahil, bu bu aşamaya geldiği zaman tur atlayan taraf.
Nihat Kahveci: Portekiz maçında Burak Yılmaz’ın kullandığı penaltı bu ülkenin en önemli penaltı atan oyuncularından biri o maçta o penaltıyı kaçırdı. Penaltıda nabzı sıfıra düşüreceksin, sakin olacaksın, kimi kaleciye bakarak atar, kimi köşe seçer… Harry Kane aynı köşeye vurmaya çalıştı, bu sefer ayarlayamadı. Penaltı işi tam birazcık şans işi ya. Şimdi oradaki strateji şudur, penaltılar berabere gider ya da rakip bir tane kaçırmıştır. Benim dünya yıldızlı süper star apoletli oyuncum penaltıyı atsın. Onun penaltısıyla kazanalım. Bu bazen tutar ama bu Dünya Kupasında penaltıyı atanlarda bir sıkıntı var. Ben bu kadar penaltı kaçırıldığını ya da bu kadar kalecilerin penaltılarda iyi olduğunu görmedim. Herhalde atılan penaltının yüzde kırkı filan kaçmış.
Emre Özcan: Hırvatistan favori gibi gözüküyor diyemem. Performansları değerlendirince hızını biraz öne çıkaranlar oluyor mutlaka ama ben her zaman böyle eşleşmelerde hele Dünya Kupası yarı finali ise kadroların genel kalitelerine bakmayı tercih ediyorum ve yani genel kalitesi ağır basan takımlar bir adım önünde olabiliyorlar. Hırvatistan’ın bence inanılmaz bir motivasyon var. Yani Brezilya’dan sonra bir de Lionel Messi’nin Dünya Kupası hayalini sonlandırıp üst üste ikinci Dünya Kupası finalini yaparsa Modric’in dünya Futbol tarihinde başka şekilde muhtemelen bir yeri olacak.
Nihat Kahveci: Arjantin’in buraya gelişini tekrar hatırladığımızda, Arabistan maçında çok iyi oynamayan bir Arjantin vardı ve yenildi. Ondan sonra Meksika maçı, ilk yarı televizyonu kapatacaktım. 45 dakikayı izlediğimde turnuvadaki en sıkıcı maçtı, ikinci yarı biraz iyi oynadı. Sonrasında Polonya maçında tamamen oyuna hakim oldu. Avustralya’ya karşı iyi oynayıp son dakikada neredeyse beraberliği verecekti. Hollanda karşısına geldi. Messi 10 üzerinden 9’luk oynuyor. Ya gol atıyor ya attırıyor. Buraya kadar getirdi. Messi turnuvaya başlarken zaten çok büyük bir motivasyona sahip. Belki son turnuvası, belki Maradona Dünya Kupası aldı, Messi alamadı kıyaslamaları… Messi başka bir moda dönüştü. Bu turnuvada hiç görmediğimiz hareketler görüyoruz. Agresif, daha böyle sert konuşan… Maç sonunda yaptığı açıklama filan ben tasvip etmiyorum. Messi’den de bunu beklemem. Çünkü genelde bu hareketleri yapmaz ama üzerindeki baskıyı ve bu baskıya vermek istediği cevabı alıyorum ben oradan. O yüzden Hırvatistan’a karşı bir kere elinden gelen her şeyi yapacak bir Messi.
Erman Yaşar: Öncelikle Messi’nin en iyi turnuvası olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 2010 dörtte Dünya Kupası finali oynayıp şampiyonluğa çok yaklaşan takımda da turnuvanın en iyi oyuncusu seçilmiş, olağanüstü bir performans göstermişti. Ama bence en iyi Dünya Kupası’nı şu anda 35 yaşında ve aslında fiziksel olarak sonlara geldiği bu dönemde oynuyor. Bu Arjantin takımı için büyük bir şans. Ben bu Arjantin takımını o kadar beğenmiyorum, yani şöyle o kadar beğenmiyorum.Kadro olarak değil, kadro olarak bütün oyuncuları ilk 11 özelinde, en azından 13-14 oyuncu özelinde önemli oyuncular. Ama bu oyunculardan iyi bir futbol çıkmıyor. Şu anda Arjantin Milli Takımı’nda iyi bir oyun çıkmıyor yani. Çünkü çok yerde Lionel Messi’nin eline baktığı bu takım.
Emre Özcan: Muhtemelen bir hafta içerisinde bence şöyle bir yazı çıkacak, turnuvadan elenen Portekiz’in kampında neler oldu? Yedek kalan Ronaldo’nun orada olumsuz bir hava yarattığı gerçek midir? Buna dair bir şey söyleyemem ama genel söylentiler etkilediği yönünde. Ya ben üzücü olduğunu düşünüyorum. Yani çok büyük bir kariyer. Dolayısıyla böyle ikonik, böyle efsane bir oyuncunun Milli Takım kariyerini bu şekilde bitirmesi biraz yazık olmuş gibi gözüküyor. Açık konuşmak gerekirse mirasına biraz zarar veren şeyler oldu yani bu. Elbette Ronaldo’yu tarihteki yerinden çok aşağı çekmez ama ben hem kulüp takımında hem milli takımındaki o finalleri biraz sıkıntılı yaptığını düşünüyorum.
Nihat Kahveci: İlk 11 oynaması, sonradan oyuna girmesi Cristiano Ronaldo’nun kariyerine 1 gram zarar vermez. Hoca bu takımla Avrupa şampiyonu oldu. Ya bundan sonra dışarıda biriyle sohbet ettiğinde sorulacak soru değişti. Artık Cristiano Ronaldo’yu neden oynatmadın hocam diyecekler. Bu soruyu da Allah uzun ömür versin. Ömrünün sonuna kadar duyacak bir hale geldi. Bir bana göre çok büyük bir ayıp Cristiano Ronaldo’nun oynatılmaması. Ülkesini onu sevenleri de düşünerek bence 11 oynamalıydı diye düşünüyorum. Performansına geldiğimizde bu seneki performansıyla normalde ilk 10 birde oynamayı hak etmiyor ama bahsettiğimiz süper star kimilerine göre dünyanın en iyi futbolcusu. Gelmiş geçmiş en iyilerinden biri olarak lanse ediliyor ve son dünya kupasında sahneden böyle terk etti, ettiriliyor. Burada ben Ronaldo’yu suçlayamam bir numara teknik direktördür.
Erman Yaşar: Yani öncelikle bence 2 adamı ayırmak lazım ya da belki 34 ama yani generallerden ya da kurmaylarından başlayacak. Bak her ne kadar 34 ay önce bu takımdan ayrılmış olsa da bu oyuncuların çoğunu bir araya getiren, onları oynatan ve belli bir seviyeye çıkartan Halilhodzic, çok ciddi bir payı var. Bu takımın başarısında sonra da tabii ki en büyük pay Walid Regragui’in. Yani ne olursa olsun ilk başta teknik direktöre çıkarılması gereken bir paye bence. Benim de çok yakından yıllarca takip ettiğim, bildiğim bir takım. Hep çok yetenekli, 4-5 tane oyuncuya sahip oldular. Yani genelde işte teknik yeterliliği iyi olan, kaliteli ayakları olan ama ya disiplin sorunu olan ya taktik sorunu olan ya da savunma sorunu olan bir bir takımdı.
Emre Özcan: Birçok açıdan turnuvanın en iyi mücadelesi oldu. Gerçek bir final maçı gibiydi ya da gerçek Fransa – İngiltere maçı gibiydi. Yani bir büyük turnuvada Avrupa Şampiyonası olsun, Dünya Kupası olsun, 2 büyük favori karşı karşıya geldiğinde nasıl bir maç, nasıl güzel bir maç ortaya çıkacaksa aynı şekilde ortaya çıktı. Fransa erken gol atınca İngiltere erken bir şekilde oyunun kontrolünü eline almak durumunda kaldı. Orada iyi performansı ortaya çıkardılar. Hem ilk yarıda hem ikinci yarının aslında genelinde bunu yapmayı başardılar. İşte dünya kupasını almak için neye ihtiyacınız olduğunu ya da nasıl performansla, nasıl maçlar sonrasında o Dünya Kupası şampiyonluğuna gidebileceğinizi anlatan bir maç bence.
Nihat Kahveci: Ama Grioud gibi bir oyuncu çıkıyor. Bir önceki turnuvada gol atmamış eleştiriliyor. Bu turnuvada da mesela 70 dakika oynuyor, oyunun içinde yok, bir topa dokunuyor ve turnuvanın en güzel gollerinden birini atıyor. Hep böyle bir oyuncuya sahip Fransa. Bu maçta Griezmann oyunun içinde yok kenarda bir top kapıyor, muhteşem bir orta kesiyor ve asist yapıyor. Kötü oynarken İngiltere gibi bir takıma karşı 2 gol atıyor. İngiltere gerçekten maçı kazanmayı hak etti ama Fransa da oyunu kontrol etti bir şekilde.
Nihat Kahveci: Ben hemen bir şey söyleyeyim mi? Belki konuyla biraz alakalı değil de ya eleştirilere bir kere açık olmamız lazım. Herkese saygı duyuyorum ama biz mesela eleştiri konusunda dünyanın en iyilerinden biriyiz. Mesela biz, 70 yılda 2 kere Dünya Kupası’na gitmişiz ve bunun birinde ben oynamışım. Ben, TRT Spor’da yayın yapıyorum, adam şunu yazabiliyor: Dünya Kupasını Nihat Kahveci mi yorumluyor? Başka da bir şey demeyeceğim.
Twitter Space Odası’ndaki yayından satır başları şöyle:
Nihat Kahveci: Bu olayın tam tersi yaşanıldı bizim maçta. 117 filan gol attılar, biz, 120’de gol attık ve maç uzatmaya gitti. Çok kötü penaltı kullandılar ve biz attığımız penaltıları gole çevirip turu geçtik. Hırvatistan iyi ders almış. Maça kadar bence turnuvanın en kompakt oyununu oynayan, işin ofansif ve defansif tarafını çok iyi yapan Brezilya vardı, Tribün desteği inanılmaz, yani tam böyle aile ortamı var, kupayı alacağız derlerken 105’de gol atıp maç berabere bitti ve penaltılarla da turu kaybettiler. Bence kimse beklemiyordu. Herkes o turu Brezilya geçer diye bekliyordu. Brezilya’nın elenmesini bence çok az insan bekliyordu ama futbolda bu var. Hırvatistan’ın son turnuvada finaldeydi, bu turnuvada da finale bir adım kaldı. Rakipte Arjantin ama ben Hırvatistan’da orta sahadaki Brozovic, Kovacic, Modric bence üçü inanılmaz oynuyor. Onlara ek olarak kalecileri yeri geldiğinde çok iyi iş yapıyor. Maçın içinde çok kritik pozisyonlar çıkardı. Penaltılarda ne kadar iyi bir kaleci olduğunu tekrardan gösterdi. Önde de Kramaric var, Arjantin karşısında da her an her şeyi yapabilirler. Gönlüm Messili Arjantin’in kupayı almasından yanaydı ama Hırvatistan’ı bir tık önde görüyorum.
Emre Özcan: Ya evet ya grup aşamasında gerçekten bu standartlarının bir hayli altındalardı. Bunu kabul etmek lazım. Sonra elemeyle beraber performans yukarı çıkmaya başladı aslında. Hırvatistan özellikle ilk maçından sonra mesela bir Tunus maçıyla başladılar. Ya dedim ki, Hırvatistan galiba biraz geriye gitmiş, ikinci maçı oynadılar. Yani işte bir sonuç almaya falan çalışıyorlar. Sonuç alıyorlar ama oyun çok fazla yeterli değil ki. Yani ilk maçtan itibaren Brozovic, Modric ve Kovacic aslında kendi standartlarına yakın oynadılar, iyi performanslar gösterdiler ama takımdaki başka problemler işte skorer eksikliği, gol eksikliği. Bence Hırvatistan’ın en büyük sorunu hâlâ bu. Yani ben Brezilya maçında da bunun ön plana çıktığını düşünüyorum. Son 16’da da bunun Japonya maçına yansıdığını düşünüyorum. Net bir şekilde bir gol problemi var. Yani golü kim atacak, skoru kim yapacak? Brozovic, Modric ve Kovacic kendi güçlerini maksimize edip oyunu kontrol ederek maçları kazanmayı başardılar ki, yani Brezilya zaten zirvesi oldu. O yüzden yani grup aşamasında da bence fena değil de Modrich ve arkadaşları ama onların da Japonya maçıyla beraber biraz gaza bastıklarını, vitesi dörde beşe taktıklarını düşünüyorum. Brezilya maçı muhtemelen yani bir üçlü orta sahanın oynayabileceği en iyi performanslardan biriydi. Dünya kupalarında ya da işte Şampiyonlar Ligi’ni de buna sokabilirsiniz. Üçü de inanılmaz oynadı. Ama tabii yani orada generalliği yapan ve yeteneğiyle oyunu domine eden tek başına Luka Modric.
Bağış Erten: O inisiyatif önemli. Tabii buradan Brezilya’ya geçip neden olmadı meselesini Erman’a şöyle sormak istiyorum, ya bu turnuvada genelde öyledir ama bu turnuvada iyice göze batıyor. Penaltılara doğru giden adam topu eline alırken kendi karizması, kariyeri bizi etkilediği kadar galiba kalecileri de etkiliyor. Oyunu da etkiliyor. Yani penaltılara kaldığında Brezilya diyebilen var mıydı aramızda bilmiyorum… Erman Yaşar: Ya birincisi zaten şöyle bir şey var, penaltılara gidince ben de mesela Hırvatistan’ın daha yakın olduğunu düşündüm. Çünkü yani bir maç penaltılara kalıyorsa, normal sürede elemesi beklenen takımın şansının azaldığı anlamına gelir. Maç başladığında Brezilya’nın yüzde elliden daha fazla şansı olduğunu hepimiz biliyorduk. Penaltılara daha moralli giden Hırvatistan oldu, penaltılar daha gergin çünkü. 2002’den sonra bu Dünya Kupası’nı tekrardan Brezilya’ya kazandıracak takım şeklinde bir algısı olan Brezilya Milli Takımı’nın Hırvatistan maçında herhangi bir problem yaşamayacağı düşünüldüğünden dolayı, yani o penaltılara giderken zaten baskının, zorluğun daha çok Brezilya üzerinde olduğu belliydi. İş artık orada penaltı atma becerisi ya da penaltı atma egzersizlerinden ziyade o baskıyı yönetebilmek, orayla cebelleşebilmek kısmına geliyor. Brezilya’nın penaltılara başlayacağı oyuncu Rodrigo mu olmalıydı? Çünkü bence şu an için yani öyle bir şeyi taşıyabilecek, kaldırabilecek bir oyuncu değil. Bir de Hırvatistan tam tersi, yani Brezilya herhangi bir takımla penaltılara kalsa zaten canı sıkılırdı ama Hırvatistan son 6 eşleşmesinin 5 inde, bir önceki Dünya Kupası da dahil, bu bu aşamaya geldiği zaman tur atlayan taraf.
Nihat Kahveci: Portekiz maçında Burak Yılmaz’ın kullandığı penaltı bu ülkenin en önemli penaltı atan oyuncularından biri o maçta o penaltıyı kaçırdı. Penaltıda nabzı sıfıra düşüreceksin, sakin olacaksın, kimi kaleciye bakarak atar, kimi köşe seçer… Harry Kane aynı köşeye vurmaya çalıştı, bu sefer ayarlayamadı. Penaltı işi tam birazcık şans işi ya. Şimdi oradaki strateji şudur, penaltılar berabere gider ya da rakip bir tane kaçırmıştır. Benim dünya yıldızlı süper star apoletli oyuncum penaltıyı atsın. Onun penaltısıyla kazanalım. Bu bazen tutar ama bu Dünya Kupasında penaltıyı atanlarda bir sıkıntı var. Ben bu kadar penaltı kaçırıldığını ya da bu kadar kalecilerin penaltılarda iyi olduğunu görmedim. Herhalde atılan penaltının yüzde kırkı filan kaçmış.
Emre Özcan: Hırvatistan favori gibi gözüküyor diyemem. Performansları değerlendirince hızını biraz öne çıkaranlar oluyor mutlaka ama ben her zaman böyle eşleşmelerde hele Dünya Kupası yarı finali ise kadroların genel kalitelerine bakmayı tercih ediyorum ve yani genel kalitesi ağır basan takımlar bir adım önünde olabiliyorlar. Hırvatistan’ın bence inanılmaz bir motivasyon var. Yani Brezilya’dan sonra bir de Lionel Messi’nin Dünya Kupası hayalini sonlandırıp üst üste ikinci Dünya Kupası finalini yaparsa Modric’in dünya Futbol tarihinde başka şekilde muhtemelen bir yeri olacak.
Nihat Kahveci: Arjantin’in buraya gelişini tekrar hatırladığımızda, Arabistan maçında çok iyi oynamayan bir Arjantin vardı ve yenildi. Ondan sonra Meksika maçı, ilk yarı televizyonu kapatacaktım. 45 dakikayı izlediğimde turnuvadaki en sıkıcı maçtı, ikinci yarı biraz iyi oynadı. Sonrasında Polonya maçında tamamen oyuna hakim oldu. Avustralya’ya karşı iyi oynayıp son dakikada neredeyse beraberliği verecekti. Hollanda karşısına geldi. Messi 10 üzerinden 9’luk oynuyor. Ya gol atıyor ya attırıyor. Buraya kadar getirdi. Messi turnuvaya başlarken zaten çok büyük bir motivasyona sahip. Belki son turnuvası, belki Maradona Dünya Kupası aldı, Messi alamadı kıyaslamaları… Messi başka bir moda dönüştü. Bu turnuvada hiç görmediğimiz hareketler görüyoruz. Agresif, daha böyle sert konuşan… Maç sonunda yaptığı açıklama filan ben tasvip etmiyorum. Messi’den de bunu beklemem. Çünkü genelde bu hareketleri yapmaz ama üzerindeki baskıyı ve bu baskıya vermek istediği cevabı alıyorum ben oradan. O yüzden Hırvatistan’a karşı bir kere elinden gelen her şeyi yapacak bir Messi.
Erman Yaşar: Öncelikle Messi’nin en iyi turnuvası olduğunu rahatlıkla söyleyebiliriz. 2010 dörtte Dünya Kupası finali oynayıp şampiyonluğa çok yaklaşan takımda da turnuvanın en iyi oyuncusu seçilmiş, olağanüstü bir performans göstermişti. Ama bence en iyi Dünya Kupası’nı şu anda 35 yaşında ve aslında fiziksel olarak sonlara geldiği bu dönemde oynuyor. Bu Arjantin takımı için büyük bir şans. Ben bu Arjantin takımını o kadar beğenmiyorum, yani şöyle o kadar beğenmiyorum.Kadro olarak değil, kadro olarak bütün oyuncuları ilk 11 özelinde, en azından 13-14 oyuncu özelinde önemli oyuncular. Ama bu oyunculardan iyi bir futbol çıkmıyor. Şu anda Arjantin Milli Takımı’nda iyi bir oyun çıkmıyor yani. Çünkü çok yerde Lionel Messi’nin eline baktığı bu takım.
Emre Özcan: Muhtemelen bir hafta içerisinde bence şöyle bir yazı çıkacak, turnuvadan elenen Portekiz’in kampında neler oldu? Yedek kalan Ronaldo’nun orada olumsuz bir hava yarattığı gerçek midir? Buna dair bir şey söyleyemem ama genel söylentiler etkilediği yönünde. Ya ben üzücü olduğunu düşünüyorum. Yani çok büyük bir kariyer. Dolayısıyla böyle ikonik, böyle efsane bir oyuncunun Milli Takım kariyerini bu şekilde bitirmesi biraz yazık olmuş gibi gözüküyor. Açık konuşmak gerekirse mirasına biraz zarar veren şeyler oldu yani bu. Elbette Ronaldo’yu tarihteki yerinden çok aşağı çekmez ama ben hem kulüp takımında hem milli takımındaki o finalleri biraz sıkıntılı yaptığını düşünüyorum.
Nihat Kahveci: İlk 11 oynaması, sonradan oyuna girmesi Cristiano Ronaldo’nun kariyerine 1 gram zarar vermez. Hoca bu takımla Avrupa şampiyonu oldu. Ya bundan sonra dışarıda biriyle sohbet ettiğinde sorulacak soru değişti. Artık Cristiano Ronaldo’yu neden oynatmadın hocam diyecekler. Bu soruyu da Allah uzun ömür versin. Ömrünün sonuna kadar duyacak bir hale geldi. Bir bana göre çok büyük bir ayıp Cristiano Ronaldo’nun oynatılmaması. Ülkesini onu sevenleri de düşünerek bence 11 oynamalıydı diye düşünüyorum. Performansına geldiğimizde bu seneki performansıyla normalde ilk 10 birde oynamayı hak etmiyor ama bahsettiğimiz süper star kimilerine göre dünyanın en iyi futbolcusu. Gelmiş geçmiş en iyilerinden biri olarak lanse ediliyor ve son dünya kupasında sahneden böyle terk etti, ettiriliyor. Burada ben Ronaldo’yu suçlayamam bir numara teknik direktördür.
Erman Yaşar: Yani öncelikle bence 2 adamı ayırmak lazım ya da belki 34 ama yani generallerden ya da kurmaylarından başlayacak. Bak her ne kadar 34 ay önce bu takımdan ayrılmış olsa da bu oyuncuların çoğunu bir araya getiren, onları oynatan ve belli bir seviyeye çıkartan Halilhodzic, çok ciddi bir payı var. Bu takımın başarısında sonra da tabii ki en büyük pay Walid Regragui’in. Yani ne olursa olsun ilk başta teknik direktöre çıkarılması gereken bir paye bence. Benim de çok yakından yıllarca takip ettiğim, bildiğim bir takım. Hep çok yetenekli, 4-5 tane oyuncuya sahip oldular. Yani genelde işte teknik yeterliliği iyi olan, kaliteli ayakları olan ama ya disiplin sorunu olan ya taktik sorunu olan ya da savunma sorunu olan bir bir takımdı.
Emre Özcan: Birçok açıdan turnuvanın en iyi mücadelesi oldu. Gerçek bir final maçı gibiydi ya da gerçek Fransa – İngiltere maçı gibiydi. Yani bir büyük turnuvada Avrupa Şampiyonası olsun, Dünya Kupası olsun, 2 büyük favori karşı karşıya geldiğinde nasıl bir maç, nasıl güzel bir maç ortaya çıkacaksa aynı şekilde ortaya çıktı. Fransa erken gol atınca İngiltere erken bir şekilde oyunun kontrolünü eline almak durumunda kaldı. Orada iyi performansı ortaya çıkardılar. Hem ilk yarıda hem ikinci yarının aslında genelinde bunu yapmayı başardılar. İşte dünya kupasını almak için neye ihtiyacınız olduğunu ya da nasıl performansla, nasıl maçlar sonrasında o Dünya Kupası şampiyonluğuna gidebileceğinizi anlatan bir maç bence.
Nihat Kahveci: Ama Grioud gibi bir oyuncu çıkıyor. Bir önceki turnuvada gol atmamış eleştiriliyor. Bu turnuvada da mesela 70 dakika oynuyor, oyunun içinde yok, bir topa dokunuyor ve turnuvanın en güzel gollerinden birini atıyor. Hep böyle bir oyuncuya sahip Fransa. Bu maçta Griezmann oyunun içinde yok kenarda bir top kapıyor, muhteşem bir orta kesiyor ve asist yapıyor. Kötü oynarken İngiltere gibi bir takıma karşı 2 gol atıyor. İngiltere gerçekten maçı kazanmayı hak etti ama Fransa da oyunu kontrol etti bir şekilde.
Nihat Kahveci: Ben hemen bir şey söyleyeyim mi? Belki konuyla biraz alakalı değil de ya eleştirilere bir kere açık olmamız lazım. Herkese saygı duyuyorum ama biz mesela eleştiri konusunda dünyanın en iyilerinden biriyiz. Mesela biz, 70 yılda 2 kere Dünya Kupası’na gitmişiz ve bunun birinde ben oynamışım. Ben, TRT Spor’da yayın yapıyorum, adam şunu yazabiliyor: Dünya Kupasını Nihat Kahveci mi yorumluyor? Başka da bir şey demeyeceğim.