featured

Spor yazarları Fenerbahçe – Giresunspor maçını değerlendirdi

Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Süper Lig’in 14. haftasında Fenerbahçe , sahasında Giresunspor’a 2-1 mağlup oldu. Sarı lacivertliler önce Enner Valencia’nın golüyle 1-0 öne geçti. Ardından ilk yarının bitmesine az bir süre kala Joao Pedro’nun ikinci sarı karttan kırmızı kart görmesi sonucu 10 kişi kaldı. Daha sonra sahneye Borja Sainz çıktı ve attığı 2 golle takımına deplasmanda 2-1’lik galibiyet getirdi.

Sarı lacivertliler kaybetse bile puan farkından ötürü liderliğini sürdürürken tam 280 gün sonra sahasında mağlubiyet yaşadı.

Spor yazarları Fenerbahçe – Giresunspor karşılaşmasını köşesine taşıdılar. İşte yazarların maç değerlendirmeleri:

YAĞMUR DAMLASI TAKTİĞİ (SERKAN AKCAN)

Giresunspor’un lige çıktığı günden bu yana 4 büyüklere karşı oynadığı deplasman maçlarındaki sabırlı planı Fenerbahçe’ye karşı da işe yaradı. Hakan Keleş’in yönettiği Giresunspor’un geçen yıl Beşiktaş ve Galatasaray ’ı İstanbul’da yenmesi, Trabzonspor’a deplasmanda yenilmemesi, bu sezon bir kez daha Galatasaray’ı yenip dün gece de Fenerbahçe’yi mağlup etmesi dikkat çekici doğrusu. Giresunspor sabırla rakibine baskı yapıp hata kolluyor olmanın ekmeğini dün gece de fazlasıyla yedi. Elbette Serdar Aziz’in hediyesi işlerini kolaylaştırdı ama rakip stoperleri hataya zorlamak zaten Hakan Keleş planının en önemli parçası. O yüzden Galatasaray stoperi Abdülkerim’in yaptığı hatanın daha basitini Serdar Aziz yapabiliyor. Çünkü Giresun forvetleri ısrarla savunma duvarına küçük küçük darbeler vuruyor, hataya zorluyor. Tam bir yağmur damlası taktiği. Israrla, peş peşe aynı baskıyı yaparak duvarı zayıflatıyor, stoperlerin yapacağı tek hatayı kovalıyorlar.

6370929aae298b5b7b1dc60a

Gözle görülür düşüş

Jorge Jesus, Crespo’yu kenarda tutup Zajc-Arao ile başlayınca orta sahada gözle görülür bir direnç düşüklüğü oluştu. Zajc topa yatkın ve daha ofansif bir oyuncu olduğundan kendisini hücum bir parçası olarak görüyor. Ne var ki, Zajc’ı bu kadar zayıf gösteren arkasında Arao ile oynamasıydı. Arao stoper önü değil arası bir futbolcu olduğundan Zajc ile mesafeleri devasa boyutlara çıktı ve Fenerbahçe merkezden gidemedi. Koca bir ilk yarıda Rossi ile Zajc’ın toptan uzak kalışları biraz da bu yüzdendi. Pedro’nun iki sarı karttan atılmasıyla yine 10 kişi kalan Fenerbahçe’ye, Jesus’un devrede yapması gereken hamlenin 62’de gelmesi Giresun’un direncini hayli yükseltti. Fenerbahçe’de yenilgiye rağmen Ferdi’nin performansı yine olağanüstüydü. Orta sahada aldığı topu driplingle rakip ceza sahasına kadar tertemiz getirmesi ve kazandırdığı penaltı bir yana, sağ bek başladığı maçı sol bekte bitirmesine rağmen temposundan gram kaybetmemesi dikkat çekiciydi.

GİRESUNSPOR’A PİYANGO (FAİK ÇETİNER)

Maçtan önce iki tarafı teraziye çıkartınca, “Banko Fenerbahçe” demiştik. Jesus’un 11’i bankolar dışında yine değişiklik göstermişti. Alioski, Rossi ve dinlendirilen Crespo’nun yerine Zajc sahadaydı. Takım, 4’lü defans oynuyor gözükse de Ferdi ve Alioski ofansif oynuyor, defans Arao’nun geriye gelişiyle yine 3’lüye dönüyordu. Crespo’nun olmayışı, Arao’nun defansa yardıma gelişi orta alanda sıkıntılar yaratıyordu. Solda oynayan Alioski ve Rossi’nin etkisiz oyunları, Fenerbahçe’yi hücumda da zorluyordu. Takımın iyilerinden Ferdi’nin kendi yarattığı pozisyonda kazandırdığı penaltı, “ilaç“ gibi geliyordu. Valencia’nın golünden sonra Sarı-Lacivertli tribünler yeni golleri beklemeye başlıyordu. Fenerbahçe iyi oynamıyordu ama Giresunspor’un da rakibini rahatsız eder bir görüntüsü isteği yok görünüyordu. Devre biterken sarı kartlı Pedro rakibine bir kasti faul daha yapınca Fenerbahçe yine 10 kişi kalıyordu. Bu rakip için elbette büyük avantaj oluyordu.

637092cf66a97c30aec3e93b

İkramı affetmedi

Jesus işler kötü gitse de devre arası hamle yapmayı sevmiyordu. Sahadaki kötü görüntü devamedince Jesus’un aklına hamle yapmak geldi. Son 30 dakikada Zajc’ın yerine Crespo’yu, Rossi’nin yerine de Osayi’yi aldı. Hamleler Fenerbahçe’den gol rakipten geldi. Serdar Aziz’in kafa ile yaptığı asisti(!) Sainz gole çevirince maçın rengi değişti. Fenerbahçe’den yeni hamleler( Serdar Dursun, Emre Mor) Giresunspor’dan gol geldi. Serdar Aziz’in ikramını affetmeyen Sainz maça noktayı koydu.

Bu mağlubiyet çok konuşulur. Jesus’a bir hatırlatma yapalım. Kadroyla bu kadar oynamanın her zaman faydası olmaz. Arda Güler’i 5 dakika kala oyuna almak da her zaman sonuç getirmez.(Neden daha önce oyuna girmedi) Bu maç size ve oyuncularınıza güzel bir ders olmuştur sanırım. Kadıköy’de kazanıp alkışı hak eden Giresunspor’a da bir uyarı yapıp yazıyı noktalayalım. Bu piyango her zaman size çıkmaz..

JESUS’U GÖLGELEMEZ (ERMAN ÖZGÜR)

Fenerbahçe, kapanan bir takımı açabilmek adına 2 önemli ayrıntıyı da denedi. 1’ncisi duran toplarda Attila Szalai ve Serdar Aziz’i bulmayı denedi, olmadı. 2’ncisi ise savunmanın dengesini bozabilecek geriden topla çıkacak bir oyuncuyu devreye sokabilmekti ve sezonun en iyi oyuncularından Ferdi devreye girdi. Nefis driplinglerin sonunda penaltıyı kazanarak Valencia penaltı golünün kahramanı oldu. Giresunspor’un mücadeleye dayalı oyununda beklediği hataları da yaptı ilk yarıda Fenerbahçe. Savunma arkası pasında Serginho’ya Altay izin vermedi. Pedro’nun üst üste gördüğü benzer sarı kartlarla atılması da Giresunspor için 2. yarı öncesi bir diğer fırsattı. Ancak Fenerbahçe Sivas maçında olduğu gibi yine eksik kalmasına rağmen oyunda geri adım atmadı. Bu kez Sivas maçına nazaran Fenerbahçe’nin temposu düştü.

637092f466a97c30afce9c86

Büyük resme bakınca…

Jesus’un Crespo ve Osai Samuel hamlesine rağmen Giresunspor oyunda kalmayı başardı. Pozisyon üretmekte zorlansa da ceza sahasına girmeyi ve Fenerbahçe’yi hataya zorlamayı başardı. Serdar Aziz hatasında da Sainz’la golü buldu. Jesus’un yaptığı Emre Mor ve Serdar Dursun gibi ofansif hamlelere rağmen golü bulan adeta bireysel hatalara yatırım yapan Giresun oldu. Sainz’ın yine Serdar Aziz hatasında attığı gol sezonun en büyük sürprizlerinden birini getirdi. Büyük resme bakınca bu mağlubiyet Jesus ve Fenerbahçe’nin başarısını gölgelemeye yetmez ama ligin ilk yarısının son maçında alınan bu mağlubiyet rakiplerin iştahını yerine getirecektir.

YORGUN AMA LİDER (MEHMET ALİ SABUNCU)

Dünya Kupası öncesi son maçta Jorge Jesus çift forvetle Giresunspor’u karşısına aldı. Kadıköy’deki 41.180 kişilik koroyla maç başladı. Önemli anları ise;

Pedro atıldı

Maçın 50. saniyesinde Valencia topu Joa Pedro’ya topu aktaramadı. 16’da Serginho tek başına şutladı, Altay golü çıkardı. 19’da Ferdi ceza alanında düşürüldü, verilen penaltıyı Valencia gole çevirdi: 1-0. 27’de Peres kafayı vurdu, Altay topu kucakladı. Devre 1-0 bitti. 52’de Arao ile yardımlaşan Ferdi’nin şutu Onurcan’da kaldı. 53’te Bajic çaprazdan vurdu, golü Alioski çıkardı. 71’de Serdar Aziz’in hatasından dolayı topu önünde bulan Borja durumu eşitledi: 1-1. 83’te yine Serdar Aziz yine hatayı yaptı, yine Borja durumu 2-1’e getirdi. Maç bu sonuçla bitti.

63709306ae298b5b15559b32

İrfan Can, Serdar Aziz ve Altay

İrfan Can’ın yorgun olsa da bu kadar topu havaya dikmesinin bir anlamı yok. Taraftarın isteği ile gol atılmaz. “Vur, vur, vur” sonuç top 3 kez dağlara taşlara… Serdar Aziz tamam yorgun olabilir ama aynı rakibe iki hata ve yenilen iki gol. Yazık değil mi. Ve Altay… Ya bir kere de defansın hatasını bertaraf et, topu tut Allah aşkına…

STOPER SKANDALI (ŞANSAL BÜYÜKA)

Fenerbahçe orta sahasında İrfan Can, Zajc, Rossi olursa daha fazla pozisyon, daha fazla gol hayal ettirirler… Ama öyle olmadı… Soyunma odası hesapları sahada tutmadı…

Orta sahanın bu gole yakın üçlüsü; bırakın hayal ettirmeyi tam bir hayal kırıklığı yarattılar… Fenerbahçe “sıfır“ pozisyon yarattı, penaltıdan kazandığı golde bir savunma adamının olağanüstü yaratıcılığından, Ferdi’den geldi…

Orta alanda Rossi ile Zajc kötü değil, berbat oynadılar… İrfan Can biraz hareketliydi ama dişe – kemiğe dokunacak tek iş yapmadan maçtan çıktı…

Bitmedi, orta alanın savunmaya dönük tek adamı Arao, belki de geldiğinden beri en kötü maçını oynadı… Top kesemedi, pas atamadı, büyük ihtimalle alıştığı partneri Crespo’yu aradı…

Eee, Giresunspor’un istediği bir göz Allah verdi iki göz… Giresunspor ilk onbeş dakikadan sonra Fenerbahçe‘nin “yok“ hükmündeki orta sahası önünde sazı eline aldı, oyunu yönlendirmeye başladı… Nitekim bu dakikalarda Serginho ile mutlak bir pozisyon yakaladı, kaleci Altay elleriyle- ayaklarıyla genişleyerek mutlak bir golü önledi…

Fenerbahçe sanki intihar etmeye kararlıydı… Kötü oyunu yetmiyor gibi, erken bir dakikada bir kişi eksildi… Pedro ikinci sarı ile oyun dışı kalınca Fenerbahçe adına zulüm dakikaları başladı…

Pedro o kadar ağır bir futbolcu ki, topa hamle yapmaya çalışırken mevsimler geçiyor ve o hamleyi topa değil, rakibine yapıyor… Bunun sonucu topla buluşması gereken ayağı, iki defa rakiplerinin yüzü ve vücudu ile buluştu ve çok haklı iki sarı kartla kırmızıdan oyun dışı kaldı… Pedro‘nun bir günahı yok. Adam bu kadar… Yanlış; Pedro’dan halen umudunu kesmeyen Jorge Jesus’da…

Bir de; Fenerbahçe takımı son maçlarda ne kadar bireysel oynamaya başladı… Ne kadar çok çalım yapıyorlar… Bunun sonucu ne kadar top kaptırıyorlar… Hele Valencia 13 değil, isterse 23 gol atsın… Bir santrfor bu kadar çok çalım yapar mı, bu kadar çok top ezer mi… Atakları başlamadan bitirir mi?

Fenerbahçe’nin “yanlışlar komedyasında“ son sahneye bu defa takımın iki stoperi Szalai ile Serdar Aziz çıktı… Hele Serdar Aziz… İlk Giresunspor golünde topu çok elverişli durumda olmasına rağmen yeterince uzaklaştıramadı ve golü atan Borja Sainz’e adeta asist yaptı…

Akıllanmadı, ikinci Giresun golünde topa mutlak hakimken kaleci Altay’a verebilecek, dışarıya atabilecek rahatlığa sahipken fantazi yapmaya kalktı ve eline yüzüne bulaştırınca Borja Sainz takımının ikinci golünü attı…

Tam maç bitti, milyonlarca insanın telefonuna AFAD’ın “deprem uyarısı“ geldi… Oysa Fenerbahçe bu deprem uyarısından hemen önce Giresun karşısında depreme yakalandı ve uzun tatile girerken, şampiyonluk yarışında çok ağır bir darbe alıp sallandı…

Fenerbahçe‘nin Giresun karşısında yakalandığı deprem sadece takımı ağır biçimde sallamakla kalmadı, Fenerbahçe‘yi kovalayan ve umutları her hafta biraz daha kırpılan rakiplerini; yeniden taze bir umut ve iştahla yarışa bağladı…

FENERBAHÇE’NİN KÖTÜ KOPYASI (ERCAN GÜVEN)

Ne var şaşıracak!.. Süper Lig’e 1,5 aylık aradan önce “dört mü atar beş mi” hesapları yapılan lider Fenerbahçe’nin, Kadıköy’de ligin yeni ve mütevazı takımı Giresunspor’a 2-1 kaybetmesi, hayatın doğal akışına uygun, “makul, mantıklı” ve son derece “normaldi”!

Asıl kazansa hayret etmek lazımdı… Çünkü dün Fenerbahçe’nin kötü, uçuk, bozuk, hayatın doğal akışına uygun olmayan bir kopyası vardı Kadıköy’de. Jesus bile temize çekemedi; o kadar yani!

Hani maraton koşan sporcu finiş çizgisinin üzerine bayılır ya… Üç günde bir maçların, Avrupa mücadelesinin yorgunluğu birikti, o çizgiye bir adım kala çıktı Fenerbahçe’de.

İstediği kadar motive etsin, bağırsın, çıldırsın, rotasyon yapsın Jorge Jesus. Fizik veya mental; giren de yorgundu, çıkan da.

Bitmedi… Fenerbahçe orta sahasında son derece uyumsuz Zajc-Arao ikilisi vardı ki, Zajc daha erken çıkarılmasına karşın asıl dökülen Arao’ydu. Niye Crespo ile başlamadı demiyoruz, takım on kişi kaldığında neden hemen alınmadı da işin çığrından çıkmasını ve takımın iyice düşmesini bekledi Hoca? Hele Arao… Yerini Arda’ya bırakana kadar orta sahada hatalı paslar vermekle meşguldü 85 dakika.

Sonra Fenerbahçe santrforları… Nedense Valencia her maçta adeta dayak yiyor ve hakemler görmezden gelmekte ısrar ediyor. Üstelik soğuk algınlığından yeni kurtulmuş adam. Kafasında, ayağında darbe almadık yer kalmadı maçta, yine iyi dayandı.

Valencia’nın yanındaki Pedro ise “anlaşılamayan şair” gibi. Bir şeyler yazıyor ama okuyan anlam çıkaramıyor. Tamam, kumaşı iyi bir futbolcu. Jesus gerçek Pedro ortaya çıksın diye kontenjan kullanıyor! Ama Brezilyalı 40 dakika oyunda yoktu, ardından ikinci sarıdan kırmızı kartla atılıp takımı 10 kişi bırakan ve çöküşü başlatan oldu.

Yahu, Fenerbahçe gibi savunmasını öne çekerek rakip kalede baskı yapmaya çalışan bir takımın en büyük güvencesi stoperlerden en sağlam, en sert ve rakibi iki kere düşündüreni bilinen Serdar Aziz, iki bireysel hata ile 2 gole sebep olursa, on kişi kalmış takım nasıl telafi edebilir bunu?

İrfan Can bile uzaktan bakılan şehir ışıkları gibi bir yanıp bir sönüyordu, koskoca maçta uzaktan iki isabetsiz şut attı hepi topu. Fenerbahçe’nin en iyisi Ferdi tek başına ne yapsın?

Maç başladığında, İrfan Can yine içeri girince sağ kanat tamamen Ferdi’ye kalmış, o da tek başına altından kalkıyordu. Hatta, 45 metre sürdüğü topla ceza sahasına girip bir de penaltı aldı ve Fenerbahçe’nin öne geçmesini sağladı.

O sıralarda Fenerbahçe hiç olmazsa eski temposunun yarısını yapabiliyor, kazanma arzusunun yarısına ulaşabiliyordu. Hatta Pedro atılıp on kişi kaldıklarında bile çok düşürmediler çıtayı. Ama eksik takım, bireysel hatalar, işe yaramaz orta saha ve bir devre hiç çalışmayan sol kanatla kazansa hayret etmek lazımdı Fenerbahçe’ye.

Arda’yı kimse fark etti mi oynadığı son on dakika?.. Edemezler! Çünkü onun oyuna katkı verebilmesi için takımın iştahla pas beklemesi, önde basması, panik içinde beraberlik golü peşinde koşar durumda olmaması lazım.

Çok uzatmayalım. Sakin ve bilinçli oynayan, kanatları çok iyi kullanan, elindeki kadrodan verim almasını bilen Giresunspor ile hocasını tebrik edip Fenerbahçe’nin 1,5 ay “sonra” 1,5 ay “öncesi” gibi olmasını dileyelim ki, güzel futbol izlemeye devam edelim.

Hala lider… Telafi edilemeyecek bir kayıp yok. Dinlensin ve kendine gelsin Fenerbahçe.

Spor yazarları Fenerbahçe – Giresunspor maçını değerlendirdi

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Giriş Yap

Giriş Yap

BültenSpor - Spor Dünyasının Bülteni ayrıcalıklarından yararlanmak için hemen giriş yapın veya hesap oluşturun, üstelik tamamen ücretsiz!